Katlanmış Duvarlar Arasında, Ütopya, sanatçı ikilisi Cooper & Gorfer'ın kadınlık, göç ve hayal gücü ekseninde zorlayıcı bir portre anlatısı sunuyor. Amerikalı Sarah Cooper ve Avusturyalı Nina Gorfer, genç mülteci kadınlarla işbirliği yaparak bireysel deneyimlerden kolektif imgeler inşa ediyor. Bu serideki portreler, geçmişlerin, kimliklerin, travmaların ve umutların ağırlığını taşıyan katmanlı görsel sahnelere dönüşüyor.

Fotoğraf, desen, kumaş, doğa ve tarihsel motifler arasında örülen bu çok katmanlı çalışmalar, klasik portreciliği dönüştürerek mitolojik ve düşsel bir anlatı alanı yaratıyor. Alışılmış estetik yerine, izleyiciler meydan okuyan bir bakışla karşılaşıyor. Burada ütopya fiziksel bir yer değil, sınırların ötesinde var olan hayali bir form, içsel bir evren. Cooper & Gorfer'ın yaratımları, kurgu ile belgesel, kişisel ile kolektif arasında salınan güçlü bir görsel şiir sunuyor.

İzleyiciler her adımda açılan hikayelerle karşılaşıyor. Her portre bir soru soruyor, her detay bir iz bırakıyor: Köklerimizi taşıdığımızda kim oluyoruz? Katlanmış Duvarlar Arasında, Ütopya, görünürlüğü bir hak, temsili ise sürekli bir mücadele olarak öne çıkaran çağdaş bir anlatı sunuyor.