Lekeler, çizikler, kırışmış yüzeyler, mürekkep lekelerine karışan yüzler... Frank Ockenfels 3 ile David Bowie'nin ortak yaratım alanı buradan doğuyor. Fotoğrafçının müdahale ettiği imgeler, sanatçının sürekli dönüşen benlikleriyle buluşarak beklenmedik bir estetik ortaya koyuyor. Keskin olmayan hatlar, bulanık portreler ve parmak izleriyle kirletilmiş fotoğraflar; imgenin alışılagelmiş saf ve steril algısını altüst ediyor.

Bowie’nin kimlik değiştiren sesleri ve Ockenfels’in gözünden yansıyan kirli, bozuk, kusurlu imajlar, yeni bir görsel dil yaratıyor. İmgeler, yüzlerin ardındaki sesleri duyuruyor; görünenden fazlasına işaret ediyor. Her kare, düşüncenin ve duygunun bulanıklığındaki estetik hazzı kutluyor. Her buluşma, sanatçı ile fotoğrafçı arasındaki entelektüel diyaloğun, rastlantısal ve karmaşık birer dışavurumu.

Portreler, müdahale edilmiş yüzeyleriyle anlamın, kimliğin ve gerçekliğin sabit olmadığının kanıtı. Fotoğraflar, netliğin güvenli konforundan çıkıyor, bulanıklığın belirsiz cazibesine kapılıyor. Kusursuzluk idealinin yıkıldığı, algılara yerleşmiş kötü tohumların güzelliğe dönüştüğü bu evrene çekiliyor. Bowie'nin dönüşümlü kimliklerinin sesi, Ockenfels'in objektifinde görsel bir yankı buluyor.

Yüzlerin Ardındaki Sesler, kusurun yaratıcı potansiyelini, sanatın sınırlarını zorlayarak görünür kılıyor. İki zihnin buluşmasından doğan kirli, kışkırtıcı, derin ve son derece gerçek bir diyaloğa tanıklık etmeye hazır mısın?

Yüzlerin Ardındaki Sesler, Taner Turna’nın editöryel katkıları ve içerik desteğiyle, Radyo Eksen ortaklığında hayata geçirilmiştir.